5 Haziran 2009 Cuma

EDİRNE

İlk gördüğüm şeyler camilerdi. Beni adeta büyüledirler. Üç şerefeli ve Sultan Selim camilerinin duruşları öylesine heybetlidi ki, bir agacın dibine oturup, seyretmeye daldım. güneşin parıltıları minareler üzerinde acayip sekiller meydana getiriyordu. İçimde cok büyük duygular uyanmıştı. Bu duyguların büyüklüğü ile içim içime sığmıyor, bir seyler yapmak istiyordum. Şumnu'da kızılak caminin müezininin o tüyler ürpertici sesi beni hep kendimden geçirirdi..
İdris aganın tavsiye ettiği süleyman aganın anını hemen buldum. içerde bulunan birkaç gencin bulgarca konusmaları beni cok sevindirmisti. cünkü br yabancılık cekmeye baslamıstım. onları dinlelim. benim gibi asker kacaklarıydı. bulgaristandan kacmıslar, simdide cok mesuttular. onlara hırıstiyan zabit olduğumu söyleyemedim. kendimi müslüman, adımı da hüseyin yaptım. bu saf cocukları asker kaçağı olduğumuda inandırmak cok kolay olmustu. gece hep beraber, bulgaristandaki din kardeslerimizin ıstıraplarından bulgarlarla onlara yaptıkları işkenceden yahsettik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder